Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet (TCDŞ), bir kişinin toplumsal cinsiyetine veya cinsiyetine dayalı olarak o kişiye yönlendirilmiş şiddettir. Bu tür şiddet; bir kişiyi şiddet, zorlama, tehdit, aldatma, kültürel beklentiler veya ekonomik güç kullanarak iradesi dışında hareket etmeye zorlamayı kapsamaktadır. Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet mağdurlarının büyük çoğunluğunu kız çocukları ve kadınlar oluşturuyor olsa da LGBTIQ+ bireyler, erkek çocukları ve erkekler de bu tür şiddetten zarar görebilirler.
Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin farklı biçimleri
Toplumsal cinsiyete dayalı şiddet farklı biçimlerde görülebilir:
Cinsel şiddet cinsel nitelikli olan ve mağdurun rızası olmadan gerçekleşen her türlü girişim veya tehdit içeren eylemdir. Cinsel şiddet; tecavüzü, cinsel istismar ve tacizi, sömürüyü ve zorla alıkoyarak fuhuşu kapsamaktadır. Bu tür şiddet, özellikle eşlerden biri tarafından cinsel faaliyette bulunmaya yönelik rıza gösterilmemesi durumunda evlilikler dâhilinde meydana gelebilmektedir.
Bir çocuğun (18 yaşını doldurmamış herhangi bir kişi) dâhil edildiği herhangi bir cinsel eylem, cinsel şiddet teşkil etmektedir. Bu tür şiddetin olaya dâhil olan çocuğun hem fiziksel hem de ruh sağlığı ve gelişimi üzerinde yıkıcı etkileri vardır.
Fiziksel şiddet genellikle duygusal ve psikolojik şiddetin de dâhil olduğu şiddet içermeyen cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet türlerinin dövme, yumruk atma, sakatlama ve öldürme (silahla veya silahsız olarak) ile bir araya geldiği şiddet türünü kapsamaktadır.
Duygusal veya psikolojik şiddet mağdurun hakarete ve aşağılamaya maruz kaldığı cinsel nitelikli olmayan, sözlü saldırılardır. Bu, kişiyi arkadaşlarından ve ailesinden tecrit etmeyi ve kişinin hareket özgürlüğünü kısıtlamayı kapsayabilir.
Sosyoekonomik şiddet kişinin topluma katılmaktan alıkonulmasıdır. Bu tür şiddet, kişinin sağlık hizmetlerine, eğitime ve istihdama erişiminin ortadan kaldırılması ve medeni, sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi haklarının elinden alınmasıdır.
Aile içi şiddet aile içinde bir kişinin bir diğerine uyguladığı her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü ve ekonomik şiddettir. Aile fertleri ve/veya aile ferdi olarak kabul edilen kişiler tarafından, söz konusu kişiler ister aynı hane içinde ister dışında yaşasınlar, uygulanabilir.
Zararlı uygulamalar kadın sünnetini, töre cinayetlerini, çok eşli evlilikleri (birden fazla kişiyle evlilik), çocuk yaşta evlilikleri (18 yaşını henüz doldurmamış bir kişinin evliliği) ve zorla evlendirmeleri (kişinin iradesi dışında gerçekleştirilen veya evlilik dışında başka bir seçenek bırakmayarak dayatılan herhangi bir evlilik) kapsamaktadır.
- Çocuk yaşta evlilik: Türk Ceza Kanunu uyarınca, yasal evlilik yaşı 18’dir. Türkiye’de evlenmek isteyen mülteciler Türk kanunlarına ve usullerine tabidir. Türkiye’de dini nikahlar tanınmamaktadır ve bir çocukla (18 yaşını doldurmamış herhangi bir kişi) kıyılan resmi olmayan nikâh kanunlara aykırıdır, suç teşkil etmektedir ve Türk Ceza Kanunu uyarınca cezalandırılmaktadır.
- Çok eşli evlilik: Çocuk yaşta evlilikler gibi birden fazla kişiyle evlilik (çok eşlilik) de Türkiye’de kanunlara aykırıdır ve cezalandırılmaktadır.
Aile içi şiddet, zorla evlendirme ve çocuk yaşta evlilikler de dâhil olmak üzere cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin bütün türleri temel insan haklarını ihlal eder ve Türk Ceza Kanunu uyarınca cezalandırılır.